Takı, tarihte nasıl ortaya çıktı?
Tarihi insanlık tarihi kadar eski olan takının serüvenini izlemek, toplumsal tarihi, dolayısıyla toplumun değişimini ve eğilimlerini de izlemek anlamına gelir. Günümüzde kadınların vazgeçilmez aksesuarları arasında yer alan takı ve mücevherin öyküsü insanlık tarihi kadar eskilere dayanıyor. Tarihte ilk takılar deniz kabukları ve hayvan dişlerinden yapılırken, bu takılar daha çok dinsel ve büyüsel anlamlar taşıyordu.
Madeni işleme şeklindeki kuyumculuk, M.Ö. 3. bin yılın başlarında, Mezopotamya ve Mısır’da başlayıp geliştirilerek, başarılı bir şekilde uygulanmıştır. İnsanoğlu yeni madenler ararken 4. bin yılın başında ilk doğal altın ve gümüş madenlerini buluyor. Bugün bile kullanılan granilasyon, telkari, döküm teknikleri ve süs kakmalar bu dönemde kullanılıyor. Aynı zamanda ilk siyasi yapılar ve şehir devletleri de kuruluyor. Böylece tabakalı toplumlar ve takının statü simgesi olarak kullanılması bu dönemde başlamıştır.
Bütün bunlar hangi uygarlık döneminde ortaya çıkıyor?
Verimli hilal denilen İran, Akdeniz kıyı şeridi Mezopotamya ve Mısır’ın yer aldığı bölgede ortaya çıkıyor. Bu bölge tarım ürünleri bakımından bereketli ancak hammadde kaynakları yok. Bu nedenle Mezopotamyalı tüccarlar alışveriş için Anadolu’ya gelerek koloniler kurarak buralardan bakır, gümüş ve altın Afganistan’dan da kalay getiriyorlar. Bir grup sanatçı Mezopotamya’dan kalkıp Anadolu’ya geliyor. Örneğin Truva takıları böyle ortaya çıkmıştır. Kuyumculuk teknikleri Mısır ve Mezopotamya orijinli olarak çıkıyor ve bütün Akdeniz çevresine ve Avrupa içlerine yayılıyor.
En eski kuyumculuk ürünleri Mezopotamya’da Ur şehrinin kral mezarlığından çıkartılmıştır. Bugün bile bir kuyumcu vitrinine koyun, müşteriyi çekecek mükemmelliktedir.